Bu aralar ne düș kurabiliyorum , ne rüya görebiliyorum.Gece dilim susunca beynim konușmaya bașlıyor. Sus artık uyumak istiyorum dedim beynime. Bir torba kınayı koydu göz bebeĝime. Saĝa dönüyorum, sola dönüyorum , gözümü kapatıyorum,yok! Kına bir türlü gitmiyor gözümün önünden. Beynim dersen ha bire konușuyor, kelime araları bile vermeden. Saat gecenin dördü olmuș, oturdum yataĝın orta yerine, anlat hele dedim bu kınanın kerametini. Beynimden kulaklarıma acı bir gülümseme sesi geldi. Kına kerametini çoktan kaybetti. Yeter artık diye inliyor kına, duymaz mısın sesini a șașkın! "Kına 'nın" hayatımızdaki anlamı, yerini nelere bıraktı dinle hele ! 
-Koyunlara kına yakıp, dinimiz gereĝi Allah'a kurban ederdik.
-Șimdi kınalı koyunları bilmediĝimiz cemaatlere teslim edip, bilinmeyen yerlere gönderiyoruz. Yan komșumuz aç mı? Tok mu ? Ne yer ne içer ? Bundan bihaberken, binlerce kilometre ötede malüm cemaatlerin uygun gördüĝü ülkelerde bilinmeze gidiyorlar kınalı koyunlar.
-Kızlarımız evlenirken ellerine kına koyulurdu, kocasına yoldaș, çocuklarına ana, evine kocasına yeri geldiĝinde kurban olsun diye. Ana evinden kınalı elle çıkan kızlarımızın çoĝu, ya din simsarı cemaat hocalarına,yada kota nota dolduran hocalara feda ettiler kınalarını. Kocadan çok hoca görüp, onlarda bilinmeze gittiler.
-Yıllarca gözümüz gibi bakıp ayaĝına taș dokunsa ciĝerimiz'in yandıĝı, sevmeye kıyamadıĝımız erkek çocuklarımıza askere giderken kına yakıyoruz. Vatana kurban olsun diye. Kınasını yaktıĝımız çocuklarımıza Vatanı bekle oĝul dedik ! Oĝullarımızın cenazelerini Suriye topraklarından getirmeye bașladık. Suriye'ye gireceĝiz diye onca kınalı evladımız canından olurken. Ahmet Kaya'nın șehirlere bombalar yaĝardı her gece, biz seninle sevișirdik șarkısını yașam tarzì haline getiren, üretken Suriye'liler bize girdi.
Bu vesile ile yüz yıllardır anlamlı günlerde kullandıĝımız kınayı artık bu ülkenin içine ettiĝimiz için  kıçımıza yakarız..DEDİ BU DELİ BEYNİM HAYIR LISI OLSUN NE DİYEYİM.