Bugun...
YAĞDANLIK


Mustafa ÖZKAN Başyazı
 
 

Değerli okuyucular;

Konuların birikmesinden kaynaklı biraz uzun soluklu olan yazımdan ötürü affınıza sığınıyorum.

Öncelikle bir konuya açıklık getirmek istiyorum; yazımda dile getirdiğim yanlışlardan birinin etkinliğini düzenleyen müsiad ile kesinlikle bir sorunum yoktur. İçlerinde samimi olduğum, arkadaşlık ve ticaret yaptığım onlarca kişi mevcuttur. Hatta geçmiş dönemlerde ilçe başkanlığını yapmış ibrahim Sezer de sevdiğim bir dostumdur ve rahatsızlığımı etkinlik sırasında bizzat ona da söyledim.

Hatta 7/24 Ereğli için dur durak bilmeden hizmet peşinde koşan Milletvekilimiz Saffet Bozkurt’a da çıkışta ilettim.

Gelelim düzenlenen organizasyondaki çocuklarımıza yapılan yanlışa,

Milli eğitim müdürlüğü devreye sokularak Ereğli, Alaplı, Akçakoca yı kapsayan lise ve dengi okullarda ilk üçe girenlere ödül verilmesi için müsiad tarafından düzenlenen törende;

Yukarıda bahsettiğim arkadaşlarımın da olduğu Müsiada bir ön yargım olsaydı etkinliğine zaten katılmazdık.

Etkinliği düzenleyen kişi ya da kuruluş tabi ki adını yazacak, belirtecek buna bir sözümüz olamaz. Etkinliğe sponsor olanların adlarının salon duvarına asılması, kendilerine katkılarından ötürü plaket verilmesi etkinliğin parçasıdır.

Asıl sıkıntı gerek sözlü gerek görüntülerle ekrana yansıyan paylaşımlarla, konuşmalarla sözde başarılı öğrenciler adına düzenlenmiş bu etkinlik müsiad adına propagandaya dönüşmüştür.

İl protokolü yüksek katılım sağlamış, konuşmalarla etkinliğe destek vermişlerdir.

Üst düzey protokolün, milletvekilimizin programlarının yoğun olmasından etkinlikten erken ayrılmalarını anlarım fakat ev sahibi olan Müsiad genel başkanının etkinliğin adını veren çocuklarımıza daha ödüllerini vermeden ayrılmasını asla doğru bulmam, hoş da görmem. Yine ilçenin Belediye Başkanının etkinlikle alakası olmayan talepte bulunduktan sonra çocuklarımıza ödüllerinin verilmesini beklemeden gitmesi konuşmalarındaki çocuklarımız hakkındaki söylemleri sadece hamaset edebiyatı yaptığını gösterir.

Bu organizasyonu düzenleyenler salonun duvarlarına sponsorların isimlerini asmayı bildiler de başarılı çocuklarımızın isimlerini neden salon duvarlarına asmadılar?

Sahnedeki perdeye müsiad ile ilgili onlarca paylaşım yansıtılırken bir kere çocuklarımızın ismi neden yansıtılmadı?

Hatta ödül vermek için sahneye çağrıldıkları sırada ekranda isimleri olması gerekirken neden yansıtılmadı.

Bu şekilde amacına uygun gerçekleştirilmeyen bir organizasyonda hangi haberci, hangi yetkili, ödül alan başarılı bir öğrencimizin adını söyleyebilir?

Başarılı öğrencilerimizden üçüncü olanlardan başlayarak birinci olana en son ödül verilirken salonda velilerden başka kaç yetkili kalmıştı?

Protokol mensubu olmayan kişinin ödül vermesi mı çocuklarımıza reva görülmüştür?

Organizasyonun amacı çocuklarımız idiyse öncelikle onlar ön planda tutulup isimleri gerek duvarda gerek ekranda olmalıydı. Yine müsiad üyeleri ve sponsorlarına dakikalarca süren ödül verme süreci çocuklarımızın ödül almasından sonra gerçekleşmeliydi.

Oysa yapılan etkinlik amacına hizmet etmemiş, müsiadın propagandası yapılarak birbirlerini ağırladıkları etkinliğe dönüştürülmüştür.

Bu yapılan yanlışları görmeyen, dile getirmeyenler annelik, babalık duygularını, yaptıkları gazeteciliği, bulundukları makama uygun olmayan icraatlarını sorgulasınlar.

Bu yaşananlardan sonra kimse çıkıp bu etkinliğin amacının çocuklarımızın olduğunu söylemesin. Burada çocuklarımız istismar edilmiştir.

Yine bir gün sonrasında üniversite hayatlarının belirleneceği sınav var iken kıl payı birinci, ikinci olamayan çocuklarımızın psikolojik çöküntü ile sınava girmelerine neden olunmuştur. Bunları düşünemeyen, bu şekilde çocuklarımızın kullanılması ile birilerinin propagandasına hizmet eden ilçe milli eğitim müdürünün çocuklarımızın geleceği için uğraş verdiğini söylemek mümkün mudur?

Anne babalar olarak kendimize yapılan yanlışları sineye çekebilir fakat mevzubahis çocuklarımız olunca kaplan kesiliriz.

Oysa gazeteciliği tarafsız, objektif yaptığını ve sektörün duayeni olduğunu iddia eden Şafak Erel, geçenlerde müsiad adlı yazısında gerek salonda oluşundan gerekse günlerce sosyal medyadaki paylaşımlarımdan bilmesine rağmen bunların hiçbirine değinmemiş müsiada övgüler düzmüştür.

Bende çocuklarımız adına hazmedemediğim bu yanlışı yapanlara övgüler düzen yazısının altına “Musiad kendi reklamını yapmak için başarılı öğrencileri resmen kullanmıştır. Buna değinmeden musiada methiyeler düzmek ülkemizin kangreni olan olaylara at gözlüğü ile bakmaktır. Buna halk dilinde yıkama yağlama denir...objektif olun canımı yiyin. Doğru taraflarını dile getirirken bahsettiğim yanlışı, musiada bu yakışmadı deseydin yazdığını alkışlardım. Şimdi musiada yağdanlık, tso ya verip veriştirmek olmuş” yorumunu yaptım.

Belli ki çok alınmış yağdanlık sensin diye cevap yazmış. Orada karşılıklı yazışmalarımız orada kalsın, kendisine buradan detaylı cevap vereceğim.

Beni tanıyanlar iyi bilir, kimsenin arkasından iş çevirmem. Gördüğüm doğruları taktir eder yanlışları da dile getiririm. Amacım ülkemin, ilçemin daha yaşanabilir, daha sorunsuz olmasına katkı sağlamaktır.

O nedenle birilerinin ilk sıraya koyduğu kişisel çıkarları gözeterek hareket etmem.

Bu doğrultuda hareket ederken birileri beni art niyetli değerlendiriyor, kötülüyorsa da kendilerine bakmasını şiddetle öneririm.

Sayın Erel, yazdığın yazıya yapılan yorumdan rahatsız olacak isen yazı yazmamalısın.

Paylaştığın yazının altına yaptığım yorum çok açık ve net, buna rağmen beni yapmadığım bir eylemle itham edemezsin.

Ben birileri gibi Ereğli Belediyesinden abonelik alarak yanlışlarını dile getirmeme yoluna gitmedim.

Çocuğumu işe koysunlar, iş versinler diye Ereğli’yi hak ettiği yere getiremeyenlere methiyeler düzmedim.

Yıllardır imar revizyonuna gerek olmadan tadilat işlemleri ile çözülebilecek konularda adım atmayanı,

Ereğli’li vatandaşları mağdur eden, başka hesaplar ile revizyon isteyen, buna rağmen onu bile yıllardır beceremeyen, çöp toplamak ve asfalt yamamaktan başka icraatı olmayanı,

Ereğli için yıllar önce planlanan nüfus ve hedeflerin çok gerisinde kalmasına sebep olanı,

Çok iş yaptı diye yazdığınız başkanın tam tersi bir iş yapmadığını, küçük olsun benim olsun zihniyeti ile hareket ettiğini,

Yıllarca belediyeyi yönettiği halde Ereğli’nin, Erdemir, Ttk gibi artıları olmayan şehirlerden daha ileriye gidebilmesini sağlayamadığını,

Ereğli’nin göç alması için hiçbir icraatı olmayan hatta yatırım yapmak isteyenlere festivale ne kadar katkı sağlayacaksın diye kaçıranı,

Şimdilerde gerek parasal gerekse alt yapı eksikliği için sanki yıllardır bu şehri yöneten kendisi değilmiş gibi ağlayanı,

Ereğli’nin ihtiyacı olan spor komplekslerine sahip olmasını yıllardır sağlayamayıp, kendi eksikliği değilmiş gibi yüzü kızarmadan dile getireni,

Araç sayıları artarken paralelinde yol altyapılarını, otoparkları arttıramayanı,

Mahalle aralarına hizmet götürmeyip küçük orman görüntüsüne sokanı,

Sadece şehir merkezinde göz boyamak adına çevre düzenlemesi etkinliği yapanı,

Festival adına esnafına salma yapanı,

Kavga ve şovdan başka icraatı olmayanı,

Yazda tarafsız, objektif, beklentisiz gazetecilik yaptığını görelim.

Siz ele geçirdiğiniz makamlara bile başkalarını yaklaştırmayıp muhalefet edilmesinden korkan, küçük olsun benim olsun zihniyetinde hareket edenlerdensiniz.

Ben yukarıda örneklerle sizlerin yazmadığınız, görmemezlikten geldiğiniz her konuda hangi kurum, hangi kişi olursa olsun yazıp sorunların çözümü için uğraş vermişimdir.

Yanlış yapanın yanlışını dile getirirsem menfaatimden olurum korkusuyla hiç hareket etmedim. Kıblem para ve kişisel çıkarlar asla olmadı.

Aksını iddia eden varsa buyursun gelsin.  Sizin gibi tek taraflı icraatım olmaz.

İşimi düzgün yapar, rızkın Allahtan geldiğine inanırım.

Delikanlılığın kitabında bel altı vurulmaz. Bel altı vurmaya kalkana da delikanlı denmez. Bugüne değin hesabını veremediğim bir icraatım, gizli saklı bir işim de olmadı. O nedenle kasetim çıkar korkusunda da değilim.

Bana kim nasıl yaklaşırsa iki misli aynı şekilde yaklaşırım. Öyle birilerine salladığınızda susturduklarınız gibi olacağımı düşünüyorsanız daha çok beklersiniz.

Benim için kimse hırsızlık, dolandırıcılık, fırıldaklık yaptı, hak yiyor diyemez. Bu yaşıma kadar yüz kızartıcı hiçbir icraatım olmadı, aksını iddia eden çıkar ispatlar.

Benim için ancak asabi, kavgacı, muhalefet, deli vb gibi tanımlar yaparlar ki bu tanımlara yönelik icatlarımın hiçbirini haksız yere yapmadım. Durup dururken yaptığımı iddia edenler, onla anlaşılmaz diyenler önce kendilerine baksınlar.

Benim karakterim; yanar dönerlere, fırıldaklara, tek ayak üstünde kırk yalan söyleyenlere, adap edep bilmeyenlere, kişisel çıkarlar doğrultusunda her şeyi mubah sayanlara uygun değildir. Bu kategoridekilerle zerre anlaşamam. Bu zatların hakkımdaki ithamları da ancak kendi kişiliklerini ortaya koyar.

İşte o nedenle içinde yağ bulunan ve yağlama işinde kullanılan Yağdanlıkla beni kimse birlikte anamaz. Ananlar sadece kendilerini tarif ederler. Birilerine bir yakıştırma yapacaksanız benim gibi ispatlayacaksınız. Gider ve Laf ebeliği ile üstte çıkmaya çalışmayacaksınız. Madem selam işini çok önemsiyorsun, selamımı sahibine iletmeyi de ihmal etme…

Onun için Mevlana’nın dediği gibi ya olduğunuz gibi görünün ya göründüğünüz gibi olun.



Bu yazı 547 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
Henüz anket oluşturulmamış.
YUKARI